Her yıl 22 Mart’ta kutlanan Dünya Su Günü’nün bu yılki teması “Yeraltı Suyu- Görünmezi Görünür Kılmak” oldu. Yeraltı sularının yaşamsal önemini vurgulamak için “Gözden uzak olabilir ama akıldan çıkarma” mesajı verildi. Atık su miktarının azaltılması ve tarımda bilinçli sulamaya geçilmesi gerektiğini söyleyen Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karamehmetoğlu, “Gelecek nesillerin güvenli su tüketimi için kaynakların mevcut kalmasını sağlamak zorundayız” dedi.
Birleşmiş Milletler’in (BM) temiz su sorunu ve su kaynaklarını korunmasına dikkat çekerek farkındalık oluşturmak amacıyla 1993’te ilan ettiği ve her yıl 22 Mart’ta kutlanan Dünya Su Günü, bu yıl “Yeraltı Suyunu Görünür Yapmak” temasıyla kutlandı. Düzenlenen etkinliklerde, dünyadaki tatlı suyun neredeyse tamamının yeraltı sularından sağlandığına dikkat çekilerek iklim değişikliğiyle birlikte yeraltı sularının artan önemine vurgu yapıldı.
Gelecek nesillerin güvenli su tüketebilmesi için yer altı su kaynaklarının korunmasının hayati önem taşıdığını belirten Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karamehmetoğlu, “Dünya gelinde 4 milyar civarında insan, yılın en az bir ayında şiddetli su kıtlığı yaşıyor. İklim değişikliği ve çölleşme sorunları ile karşı karşıya olan ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Yeraltı sularının korunması için atık su miktarının azaltılması gerekiyor. Öncelikle yeraltı su kaynaklarını çevreleyen araziler üzerindeki koruma önlemlerinin artırılması büyük önem taşıyor. Gelecek nesillerin güvenli su tüketimi için kaynakların mevcut kalmasını sağlamak zorundayız” diye konuştu.
“Her bir damlası korunmalı”
Suyun yaşamsal öneminin farkında olunması gerektiğini vurgulayan Karamehmetoğlu, şunları söyledi: “Hem üreticiler hem tüketiciler olarak suyun her damlasının korunması gerekliliği bilinciyle hareket etmeliyiz. Ülkemizde ambalajlı su sektöründe faaliyet gösteren üreticiler; dünyada ve ülkemizde bulunan suyun miktarının ve kalitesinin korunmasının öneminin farkında olarak, sahip olduğumuz su varlığının gelecek nesillere aktarılması için en verimli yöntemleri kullanmaya özen gösteriyor. Sektör firmaları yeraltı su kaynaklarını çevreleyen alanları da hassasiyetle koruyor ve böylece suyun kaynağa ulaşmak için geçtiği doğal ekosistemlerin korunmasına yardımcı olunuyor.”
“Tarımda vahşi sulama ve sanayide de plansız ve aşırı tüketim terk edilmeli”
Su kullanım alanlarında tarım sektörünün ilk sırada yer aldığını söyleyen Karamehmetoğlu, israfın önüne geçmek için modern sulama yöntemlerinin önemini vurguladı. Karamehmetoğlu, şöyle konuştu: “Dünya genelinde suyun yüzde 69’u tarım, yüzde 19’u sanayi ve yüzde 12’si evsel olarak kullanılıyor. Ambalajlı su üreticilerinin kullandığı miktar, yüzde 1 bile değil. Maalesef ülkemizin tarımında halen uygulanan vahşi sulama yöntemleri hem su kaynaklarının aşırı israfına hem de toprağın yapısının bozulmasına neden oluyor. Suyun geleceği için tarımda bilinçsiz ve düşük verimli sulama uygulamalarından vazgeçilip modern sulama yöntemlerine geçilmesi çok büyük önem taşıyor. Sanayideki su tüketiminde ise belirli bir miktarın üzerinde su tüketen işletmelerin, bulunduğu bölgedeki yer altı su kaynaklarını kurutmalarına acilen son verilmeli ve bu işletmelerin atıl durumdaki yer üstü su kaynaklarının bulunduğu bölgelerde yer alması sağlanmalıdır. Sanayideki atık suların yer altına deşarj edilerek yer altı sularının kirletilmesi önlenmeli, bu suların gelecek nesillere mutlaka temiz ve sağlıklı koşullarda bırakılması ivedilikle sağlanmalıdır.”
BM Dünya Su Geliştirme Raporu yayımlandı
Dünya Su Günü etkinlikleri kapsamında BM Dünya Su Geliştirme Raporu 2022, “Yeraltı Suyu – Görünmezi Görünür Hale Getirme” temasıyla yayımlandı. Rapor, 21 Mart günü Senegal’in Dakar kentinde düzenlenen 9. Dünya Su Forumu’nun açılış töreninde paylaşıldı.
BM’nin etkinliklerinde yeraltı sularının yaşamsal önemine dikkat çekilerek “Bu değerli kaynağı sürdürülebilir bir şekilde yönetmek için birlikte çalışmalıyız. Yeraltı suyu gözden uzak olabilir, ama akıldan çıkmamalı” mottosu vurgulandı. Etkinliklerde ayrıca küresel ölçekte 700 milyon insanın 2030 yılına kadar su kıtlığı yaşamaması için atılması gereken adımlar değerlendirildi.