Şişelenmiş Su Hakkında Sık Sorulan Sorular

Ambalajlı su üretim tesislerinin su dolumu yapmaya uygunluğu, son ürünlerin üretimi anında ve sahada satışı sırasında tüketime uygunluğu, Sağlık Bakanlığı tarafından düzenli olarak kontroller ve analizlerle denetlenmektedir.

Sağlık Bakanlığı tarafından üretimine izin verilen suların adı,  pet ve cam ambalajlar için ambalaj üzerindeki kapakta ve etikette,  geri dönüşlü ambalajlar için kapak, etiket, emniyet bandı ve şişe üzerinde bulunur.

Etiketinde Sağlık Bakanlığı izin tarih numarası bulunan, kapaklarında herhangi bir deformasyon ve sızdırma bulunmayan,  rengi ve şişesi uygun ambalajlı sular güvenle tüketilebilir. Tüketim öncesinde suyun renginin berrak olması, bulanık, yeşilimsi olmaması kontrol edilmelidir.  Etiketi solmuş, şişe şekli bozulmuş, raf ömrü dolmuş sular satın alınmamalıdır.

Mikroskobik (çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük olup ancak mikroskop ile görülebilen) organizmaların genel adıdır.

Mikroorganizmalar çoğunlukla tek hücreli olsalar da çok hücreli örnekleri de mevcuttur. Halk arasında mikrop diye adlandırılır. İnsan sağığına önemli ölçüde olumsuz etkilerler. Tifo, Amipli Dizanteri, Çocuk felci, Hepatit A gibi hastalıkların kaynağıdırlar.

Yararlı olan mikroorganizmalar da vardır. Ekmek mayası, bira mayası, ayran, yoğurt, peynir yapımında kullanılan kültürler de mikroorganizma grubu içine girerler.

Sağlık Bakanlığı’na bağlı yönetmeliklere göre insanları hasta eden mikroorganizmalar sularda bulunmamalıdır. Tükettiğiniz suda yapılmış olan analizleri firmalardan rahatlıkla talep edebilirsiniz.

Türkiye’de su analizlerinin yapılmasında yetkili ve güvenilir laboratuvarlar Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye Halk Sağlığı Laboratuvarları’dır. Bu laboratuvarlar İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin belirli illerinde bulunmaktadır.

Suyunuzu serin (5-15 derece), karanlık (güneş ışığından uzak) ve kuru (%50 nemden az) bir yerde saklamalısınız. Ayrıca özellikle suyunuzu kimyasallar, deterjanlar, temizlik maddeleri, benzin ve bunun gibi maddelerden mümkün olduğunca uzak tutmalısınız. Çünkü su saf bir maddedir ve bizim çevrede algılayamadığımız kokuları dahi yavaşça kendisine çekme özelliğini taşır. Uygun koşullarda tutulduğu sürece; şişe üstünde belirtilen raf ömrü boyunca şişeler saklanabilir.

Yeryüzünde sular buharlaşarak bulutlarda depolanmakta ve tekrar yeryüzüne yağmur olarak dönerken atmosferdeki karbondioksiti çözer ve bir miktar asidik hale gelir. Bu asidik yağmur suyu muhtelif kaya katmanlarından ve akiferlerden kalsiyum karbonatı çözmektedir. İşte bu çözülmüş mineralleri taşıyan sulara sert su denmektedir. Bir suyun sert olma derecesi kalsiyum karbonatın ilgili suda ne kadar çözüldüğüne bağlıdır. Benzer kimyasal reaksiyonlar magnezyum sulfat, klorid, asit silisit tuzu ve demir için de geçerlidir. Ancak, çözülmüş haldeki kalsiyum karbonat bir suyun sertliğine en fazla katkı yapan elementtir. Sert sular sağlık açısından bir risk oluşturmazlar.

En önemli farklılıklar şunlardır:
a) Ambalajlı Sular Sağlık Bakanlığı’nın çok sıkı olan yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alındığı, sürekli denetim altında olduğu ve halk sağlığı açısından bir risk taşımadığı yönünde bir güvencenin var olduğu anlamını taşır.

b) Ambalajlı Sular kaynaktan ilk çıktığı haliyle saf ve temizdir. İlave bir işleme gerek kalmaksızın direkt olarak suyu kaynağından içebilirsiniz. Suyun saflığı ve temizliği yeryüzüne ilk çıkış noktasından yani kaynadığı noktadan tam otomatik makinelerde şişeye dolumuna ve kapatılmasına kadar çok sıkı kontrol altındadır. Diğer taraftan genel olarak suyun çeşmeye kadar olan yolculuğu farklıdır: çeşme suyunda su kaynakları dereler, nehirler şeklinde yüzey sularına dönüşmekte ve bu sular yüzeyden bulaşan her türlü kirletici unsurları da (zirai ve tarım ilaçları kalıntıları, metaller, parazit, mikrop ve virüsler) taşıyarak toplanma havzalarına ya da barajlara gelmektedir. Bu şekilde toplanmış sular muhtelif filtreleme, klorlama ve dezenfeksiyon işlemlerinden geçirildikten sonra su şebeke boruları vasıtasıyla konutlara pompalanmaktadır. Ayrıca borularda ve su depolarında var olabilecek her türlü yabancı madde, pas, toprak, parazit, mikrop ve virüsler gibi unsurlar da çeşme suyu içinde konutlara ulaşmaktadır.

c) Genelde çeşme suları içinde taşıdığı klor gibi dezenfektanların etkisiyle rahatsız edici bir koku ve lezzete sahiptirler. Şişelenmiş sularda ise sadece suyun kendi doğal tadından bahsedebiliriz.

Ambalajlı sular ile tüketiciye sürekli güvenli, yüksek kalite, iyi tat ve kolay taşınabilme özellikleri sunar.

Bu detaylı bir cevabı gerektiren bir sorudur. Burada 4 önemli faktörü birlikte düşünmeliyiz:

a) Şişe ambalajının hava geçirgenliğinin derecesi: Şişe ambalajının cinsi ve kalınlığı hava geçirgenliğini belirler. Bu da sonuçta sözkonusu ambalajın dış ortam kokularına karşı korunmalı olup olmayacağını belirler. Cam şişede bu sorundan bahsedilemezken, moleküler yapılarından dolayı pet ve polycarbonat ambalajlardaki sular için dış ortam kokularına karşı korunma sağlanmalıdır.

b) Suyun mineral konsantrasyonu (sert veya yumuşak oluşu): Yumuşak suların mineral konsantrasyonu daha az ve daha saf olduklarından ortamdaki kokuları sert sulara göre daha fazla çekerler.

c) Üretim aşamasında %100 hijyenliğin sağlanıp sağlanamadığı konusu: Eğer üretim aşamasında tam bir hijyenlik sağlanamaz ise, dolum esnasında suyun içinde çok az miktarda mikroorganizma kalsa bile ilerleyen günlerde suyun bozulması (yeşillenme, pamukçuk yapma gibi) kaçınılmaz olacaktır.

d) Şişelenmiş suyun saklanma koşulları: Özellikle hava ve koku geçirgenliklerinden dolayı pet ambalajındaki suların iyi şartlarda saklanması gerekir; bu kalitesinin korunmasına ve dolayısıyla kullanma ömrüne olumlu etki eder.

Bu şişeler dolum ve taşıma esnasında kaza ile kırılmadığı sürece veya hijyeni etkileyecek herhangi bir deformasyon veya bulaşıya uğramadığı sürece, Sağlık Bakanlığı Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik ve İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliklerde belirtildiği üzere Geri dönüşlü kaplar/şişeler üretim tarihinden itibaren en fazla beş yıl veya 75 kez kullanılmaktadır.

  • Ambalajlı suları (pet, damacana), olumsuz tat ve koku verebilecek her türlü ortamdan ve gıda maddesinden uzak tutmaya özen gösteriniz.
  • Ambalajlı sularınızı; kalorifer yanında, direkt güneş ışığı altında tutmayınız.
  • Boş damacana şişe içerisine herhangi bir şey kesinlikle koymayınız, yabancı maddeler atmayınız.
  • Damacanayı pompa ya da sebilsiz kullanıyorsanız, kapağını açık bırakmayınız.
  • Damacana kapaklarını atmayınız. Boş damacanalarınızı teslim ederken kapağını kapatarak veriniz.

Sebil, 19 litrelik ambalajların tüketilmesine yardımcı bir ekipmandır. Sebil muslukları ve iç kısım; ortamdaki hava ile temas ederek çalışmaktadır.

 

Sebil;

  • Direkt güneş ışığına konulmamalıdır.
  • Nemli, buharlı ortamlarda tutulmamalıdır.
  • Toz, toprak akışının çok olduğu bölümlerde tutulmamalıdır.
  • Temizliğine dikkat edilmelidir.
  • Dış yüzeyi, her gün tozlardan uzaklaştırılmalıdır.

Musluk ağızları gelişi güzel, temiz olmayan bezler ile temizlenmemelidir

Damacana pompaları kullanılmadan önce mutlaka yabancı koku içerip içermediği ve temiz olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Pompa musluğundaki tıpa sürekli kapalı tutulmalıdır.

Pompa temizliği önerisi:

  • Su pompası damacanadan sökülür.
  • Bir su bardağı kaynar su hazırlanır.
  • Damacana içerisine giren borunun önce iç ve dış kısmı; temiz bir fırça ile temizlenerek varsa görünür kirler uzaklaştırılır.
  • Sonra kaynar su içeren bardağa daldırılır ve kaynar su pompaya çekilir, musluğundan akıtılır.
  • Bu işleme bardak içindeki kaynar su bitene kadar devam edilir.
  • Pompanın dış yüzeyi de temizlenerek, damacanaya geri takılır.
  • Sebil ve pompalarınızı deterjan ile yıkıyorsanız, bolca durulayınız. Unutmayın yetersiz durulama sonucunda deterjan kokusu ve tadı suya geçecektir.

Su insan yaşamındaki en temel besin maddelerinin en başında gelmektedir ve insan sağlığını belirleyen en temel unsurlardan biridir.

Suyu diğer gıda maddelerinden ayıran en önemli özelliği, diğer gıda maddelerini tüketme öncesinde uygulanan arındırma işlemleri (Yıkama, Kabuğunu soyma, Pişirme vs.) uygulanmadan, geldiği haliyle tüketiliyor olmasıdır. Bu nedenden dolayıdır ki tüketime sunulduğu hali ile son derece hijyenik vasıflarda, sağlıklı, kaliteli ve güvenli olmalıdır.

Diğer alternatifleri (şebeke suları, arıtma cihazları ile elde edilen sular, kuyu ya da artezyen suları) ile karşılaştırıldığında; kaynağında doğal yapısı değiştirilmeden ambalajlanan, sürekli olarak Sağlık Bakanlığı denetiminde olan ve bünyesinde sağlığa yararlı çeşitli mineraller barındıran, son derece hijyenik koşullarda tüketime sunulan sular Ambalajlı Doğal Kaynak veya Ambalajlı Doğal Mineralli sulardır.

Tüketeceğimiz su markasını belirlerken de mutlaka bilinçli ve seçici olmalıyız. Aşağıdaki hususlara özellikle dikkat etmeliyiz:

  • Taklit üretim olup olmadığına,
  • Suyun renksiz, kokusuz ve berrak olmasına,
  • Sağlık Bakanlığından ruhsatlı olarak üretildiğine,
  • Ambalajının iç ve dış yüzeylerinin temiz, bakımlı ve iyi görünümlü olmasına,
  • Ürünün kapağında kabartma logo ile marka isminin bulunmasına,
  • Kapak çevresinde marka adının yazılı olduğu ürün emniyet bandı bulunmasına,
  • Şişe kapağında suyun dolum ve son kullanma tarihleri ile üretim parti seri numarası bulunmasına.

Damacana markası damacananın 4 ayrı yerinde yazılı olmalı ve 4 ayrı yerde yazılı olan markanın 4 tanesi de aynı olmalıdır.

  • Damacananın gövdesindeki etikette yazılı olan marka ismi
  • Damacananın gövdesinde kendinden kabartmalı harflerle yazılı olan marka ismi
  • Damacananın kapağında kedinden kabartmalı harflerle yazılı olan marka ismi
  • Damacananın emniyet bandında yazılı olan marka ismi

Yukarıda belirtilen 4 yerdeki marka isimleri aynı olmalıdır. Bunlardan 1 tanesi bile farklı isimde ya da isimsiz ise o damacananın taklit doldurulduğu kolayca anlaşılır.